Japon folklöründe yer etmiş eski bir hikaye.
Urashima Taro adında fakir
bir balıkçının hikayesidir bu.
Zamanın birinde bu balıkçı
uçsuz bucaksız okyanusa açılarak
onun zenginliklerinden faydalanmak istemiş.
Öyle ya, arayana her yerde sonsuz kaynaklar vardır.
Büyük balıkların küçük balıkları kovaladığı,
kuşların bile hedefine ulaştığı bu okyanusta
balıkçının ağına sadece yaşlı bir kaplumbağa takılmış.
Urashima,
yüzlerce yıl yaşayabilen kaplumbağayı
kutsal bir yaratık olarak kabul ettiği için serbest bırakmış.
Tekrar ava çıkan fakir balıkçı
Urashima hala bir şey yakalayamamış.
Umutsuz bir şekilde beklemeye devam ederken
geçen gün serbest bıraktığı kaplumbağa
tekrar teknesine yaklaşmaya başlamış.
Yanında güzeller güzeli bir prensesi getirmiş.
Prenses, fakir balıkçıya “gel seni evime götüreyim” demiş.
“Okyanusun derinliklerindeki sarayıma…”
Kaplumbağanın sırtında uzun bir yolculuk yapmışlar
ve nihayet okyanusun dibindeki o saraya ulaşmışlar.
Kırmızı ve beyaz mercanlardan yapılmış
bu görkemli saray, kristallerle süslüymüş.
Fakir balıkçı Urashima Taro
okyanusun derinliklerindeki o sarayda
hayatında görmediği güzelliklerle karşılaşmış.
Çok iyi vakit geçirmiş.
Ama 3. günün sonunda
memleketini, arkadaşlarını, ailesini özlemiş.
Geri dönmek istemiş.
Prenses buna çok üzülmüş.
Ama onun dönme isteğini geri çevirmemiş.
Prenses, Urashima Taro'ya
giderken onu koruması için eline kapalı bir kutu vermiş.
Ve kutuyu asla açmamasını söylemiş.
Prensesin verdiği kapalı kutuyla evine dönen fakir balıkçı
çok farklı bir yerle karşılaşmış.
Evinin yerinde başka şeyler varmış.
İnsanlar çok değişmiş.
Oradaki insanlarla konuşunca
anlamış ki aradan 300 yıl geçmiş.
Oysaki okyanusun derinliklerinde geçirdiği o zaman
kendisine 3 gün gibi gelmişti.
(Duyuyorum, görüyorum bir gün gelecek dönence biliyorum.)
3 gün kaldığı okyanusun derinliklerindeki
Ryugu Sarayı'ndan evine dönen Urashima Taro,
aradan 300 yıl geçtiğini fark edince çaresizlik içinde kalakalmış.
Elindeki gizemli kutuya bakmış.
Açmaması gereken o kutuyu açmış.
İçinden koyu bir duman çıkmış
ve Urashima yere yığılmış.
Duman dağılınca insanlar karşılarında
300 küsür yaşında bir adamın cesedini bulmuşlar.
(Simsiyah gecenin koynundayım, yapayalnız.
Uzaklarda bir yerlerde güneşler doğuyor.
Görüyorum dönence.)